Hakkımızda

Gebiz, Antalya ilinin Serik ilçesine bağlı bir mahalledir. Gebiz, Akdeniz Bölgesi’nin Teke yöresi içerisinde, Serik Ovası'nın bittiği yerde kurulmuştur.

Gebiz, Anadolu’nun Akdeniz Bölgesi’nin Teke yöresi içerisinde, Serik ovasının bittiği yerde kurulmuştur. Serik’in kuzey bölgesi, Abdurrahmanlar’dan sonra olduğu gibi Gebiz beldesi topraklarıdır. Aksu çayı, Gebiz’den aşağıya doğru akan akarsularla beslenir. “Sabah akşam morlaşan, gün doğarken korlaşa, güneş zevaldeyken gümüşlenen bozlaşan, renkten renge girerek gönlümüzde kaynaşan, Akdeniz’e uzanıp gönül veren mor dağlar’ı ve ovaları vardır Gebiz’in. Aşağıdan yukarıya doğru Tekke, Nebiler, Yukarıçatma, Töngüçlü, Aşağıoba, Yumaklar, Çatallar, Akçapınar (Dermendere mahallesi ile birlikte), Dorumlar, Kırbaş, Hacıosmanlar (Şamköy mahallesi ile birlikte), Kozan, Hasgebe (Latifler mahallesi ile birlikte), Bozdoğan, Hasdümen, Haskızılören (Pınargözü), Demirciler ve Etler köyleri ile merkezinde Atatürk, Karapınar, Kayalar (Müminler ve Araplar mezraları ile birlikte), Yunuslar mahalleleri vardır.

 

Osmanlı Devleti’nin 1853 yılı vergi kayıtlarına göre, bugünkü Gebiz çevresi Gebiz aşiretinin yerleşim alanı ve Teke Sancağı’na bağlı 9 kazadan biridir. Teke Sancağı’nın 3 milyon 105 bin 118 kuruş olan vergi tahsilatının 24.291 kuruşu Aşireti Gebiz’den toplanmıştır. 1269-1853 tarihleri arasında Gebiz’de Yörük aşiretlerinin yaşadığı söylenmektedir. Milli mücadele döneminde İtalyanların Antalya’yı sömürge tipi işgali sırasında, Yunanlılara karşı açılan cepheye asker ve malzeme yardımı yapmak amacıyla oluşturulan Hilali Ahmer Cemiyeti adı ile bir Kuvayi Milliye Örgütü kurulmuş olduğu, üyeleri arasında Gebizli Kerestecizade Ali Bey’in de yer aldığı ve parasal yardımlar yaptığı kayıtlardadır.

 

29 Ekim 1923’de Antalya Cumhuriyetin bir vilayeti olduktan sonra, Gebiz aşiretinin yerleşim alanı Macar Bucağı kaza (ilçe) özelliği taşımasına rağmen, 1926’da Kökes Köyü Serik adını alarak kaza yapılmıştır. O tarihten bu yana, Serik ile Gebiz’liler arasında garip ama, bir soğukluk yaşana gelmiştir. Gebizliler, daha dün bir çeşme ve çevresindeki üç-beş evden ibaret Kökes’in, hükümet karar ile ilçe yapılıp, Gebiz’in de buraya bağlanmasını kendilerine uygun görmemişlerdir. O tarihten bu yana Gebizliler devamlı olarak Antalya ile ilişkilerini geliştirmiş, sadece resmi işlerinde Serik ilçesini tercih etmişlerdir.

 

Gebiz, Serik’in tek-en büyük yerleşim yeri (bucak/nahiye) olmuştur. Ama artık bu kabul edilmelidir ki, bugünkü haliyle Gebiz, Serik’in bir beldesidir. Fakat madem ki, ilçe olmak bir yerleşim yerinin bütçeden pay almasını arttırmaktadır, o halde Gebiz’de ilçe olmalıdır. Yolu, suyu, elektriği, sosyal alanları, ticaret ve iş alanları bu sayede gelişmelidir. Burdur’dan, Konya’dan ve özellikle Isparta’dan aşağıya doğru Gebiz’den geçen bir karayolunun ihmal edilmesi Gebiz’in bu günkü kaderini ciddi bir şekilde etkilemiştir.

 

1940 yılından başlayarak Gebiz Nahiye Müdürlüğü, Gebiz Jandarma Karakolu ve Gebiz İlkokulu binaları inşa edilmeye başlanmış ve bugünlere gelinmiştir. Nüfus Müdürlüğü gibi bazı resmi kurumlar kurulmuş ise de, bucak müdürlükleri kaldırıldıktan sonra zaman içerisinde, bu ve benzeri kurumlar Gebiz’den Serik’e nakledilmiştir. Bu kararların arka planında her zaman siyasi nedenler yer almıştır.

 

Gebiz 1970 yılların ortalarına doğru belediye olmuşsa da, 2 adet belediye binası ile birkaç belediye otobüsü dışında, ciddi bir gelişme olmamıştır. Gebiz’in imar sorunu dahi henüz yeterince çözülememiş, orman kadastrosu henüz bitmiş ve yakın zamanda da kadastral tespitler tamamlanacaktır.

 

Gebiz’de pamuk, susam, buğday, arpa, çavdar, yulaf, mısır, ayçiçek, karpuz, kavun, zeytin, narenciye (limon, portakal, mandalina), nar, elma, üzüm, incir, Frenk yemişi, badem, ceviz, keçi boynuzu, tarla ve sera sebzeleri yetiştiriciliğinin yanı sıra; eskiye rağmen azalmış olsa da küçük ve büyükbaş hayvancılık, alabalık üretme çiftliği, arıcılık faaliyetleri gibi tarımsal geçim kaynakları ağırlıktadır. Dağ köylerinde orman kesim ve nakliye işleri yapılmaktadır. Son zamanlarda başta orman ürünleri olmak üzere taşımacılık ihtiyacının gelişmesi nedeniyle kamyon şoförlüğü yaygınlaşmıştır. Gebiz merkezinde küçük esnaflık ve küçük ticaret işleri yapılmakta; berberlik, terzilik, marangozluk, demircilik ve inşaat işlerinin dışında, kalaycılık, keçecilik, hasırcılık, nalbantçılık, halı-kilim dokumacılığı gibi el zanaatları tamamen kaybolmuş, tarımsal faaliyetler ağırlık kazanmıştır.

 

Gebiz henüz keşfedilmemiş turizm potansiyeline sahip önemli bir yerleşim yeridir. Aşağıdan Silyon (Yanköy Hisarı/Asar Köyü) tarihi eserleri ile Akçapınar Köyü - Değirmenburnu mahallesine yakın yol üzerindeki tarihi kalıntılardan anlaşıldığına göre Gebiz, çok eski bir yerleşim merkezidir. Pamfilya kentlerinin kuzey-doğu sınır boyunda kurulmuştur. Pınargözü (Haskızılören)'e kadar ciple safari sporu, başta Bozburun olmak üzere dağ sporu yaygınlaşmakta, Akçapınar yakınlarında ki Uçan Şelalesi, Çırgan çayı gibi doğal güzellikleri tanınmaktadır.

 

Gebiz'in hiçbir köyünde köy odası olmamış, ortak imece girişimleri pek az görülmüştür. Çeşitli cami yaptırma derneklerinin yanısıra, Gebiz Bucağı İmar ve Kalkınma Derneği ile Gebiz Kültür ve Dayanışma Derneği bilinen sosyal girişimlerdendir. Her defasında ilk girişimler olumsuz karşılanmışsa da, zamanla faydası görüldükçe, belde halkının yaşamında yer edinmesi ile kabul edilen kooperatifleşme yaygınlaşmıştır. Bugün orman köylerimizde Köy kalkınma kooperatifleri, Sera ve Hayvan Kooperatifleri ile Tarım Kredi Kooperatifi'nin Zirai Donatım Kurumu, Ziraat Bankası Şubesi, Sağlık Ocağı, Gebiz Lisesi ile Zeytin Kooperatifi'ne ait Zeytin Yağı Tesisleri mevcut ise de, Gebiz halkının bunlardan çok daha fazlasına layık olduğunu hepimiz biliyoruz.

 

Beldemizin okur-yazar oranı gün geçtikçe yükselmekte, üniversite bitiren insan sayımız artmaktadır. Artık Gebiz'in doktorları, hukukçuları, öğretmenleri, mühendisleri vardır. Hilal Talebe Yurdu adında bir kuran kursu da açılmıştır. Ancak ne yazık ki, beldemizdeki toprak mülkiyetinde ki eşitsiz dağılım ve işsizlik nedeniyle, nüfus göçünün önüne geçilememiştir. Tarımı, sanayisi, ticareti ve turizmi ile gelişen Türkiye'nin ölçeğinde bütün bu sorunlara birlikte çözüm üretmek mümkündür.

 

İlki 30 Ağustos 1996 tarihinde, Gebiz halkının ortak girişimiyle başlayan Gebiz Kültür ve Dayanışma Şenliği bünyesinde, söyleşi, Halk Müziği, şiir okuma ve sünnet şöleni etkinliklerinin yanısıra, etli-keşkek ziyafeti de verilmektedir. Belde dışında yaşayan Gebizlilerle, onların dostları şenliğe ilgi göstermektedir. Bu yıl şenliğin ikincisi yapılmakta ve geleneksel hale gelmesi için çaba sarfedilmektedir.

 

Bütün Muhtarlarımıza, Kooperatif Yöneticilerimize, Belediye Meclis Üyelerimize, Belediye Başkanımıza, Gebiz'in dışında yaşayıp- çalışan bütün Gebizlilere ve sesleniyoruz:

Her zaman bir başlangıç vardır: Gebiz artık kendi kaderini, yine kendisi değiştirmelidir.